Yüzyıllardır burun insan vucudunda en çok dikkat çeken organlardan biridir. Bunun 2 nedeni vardır fonksiyonel olarak insanın yaşam kalitesini doğrudan etkilemesi ve yapısal olarak insan iletişiminde rol oynaması. Bu nedenle hekim tarafından burun değerlendirilirken hem fonksiyonel hem yapısal açıdan değerlendirmesi uygun olacaktır. Gelin bu 2 durumu biraz daha yakından inceleyelim.
Fonksiyonel olarak burun: Burun dışarıdan aldığımız havayı akciğere iletmekle görevlidir. Ancak dışarıdan aldığımız hava bizim vücüdumuzla uyumlu olmayabilir bu durumda vücudumuz bu havayı kullanamaz ve burun bu noktada kilit rol oynar. Dışarıdan alınan havayı ısıtmak, nemlendirmek ve filtrelemek burnun temel görevidir. Burun -20 derecedeki bir havayı bile birkaç saniye içinde 32-35 dereceye kadar ısıtarak kullanılabilir hale getirir. Yine aynı şekilde akciğerlerin tamamen dolması ve içindeki oksijenden faydalanabilmesi için nemlendirir ve dış ortamdan gelen büyük ve küçük toz parçacıklarını da filtreler. Burnun ek olarak koku fonksiyonlarına da etkisi büyüktür. Burun içinde üst tarafta kafa tabanına yerleşmiş olan koku sinirleri ve hücrelerine havanın, dolayısıyla koku partiküllerinin iletilmesi yine burnun görevidir. Tüm bunları yaparken burnun orta hattındaki septumun kusursuz, burun içinde yan taraflara yerleşmiş olan konka (burun eti) yapılarının da belli bir düzen içinde çalışıyor olması gerekmektedir. Aynı zamanda yine burun fonksiyonlarında temel rol oynayan sinüslerin de sağlıklı olması gerekir.
Bu yapılarda izlenen en küçük problem bile bu ahenkli akışı bozmaktadır. Özellikle Septum Deviasyonu (burun içindeki kıkırdak ve/veya kemik yapıların eğriliği), Alt konka hipertrofisi / Orta konka patolojileri (Burun içindeki etlerde büyüme) ve Paranazal Sinüs Hastalıkları (Sinüzit vb enfeksiyonlar, yapısal bozukluklar, tümörler) bu dengeyi bozan ve insanın yaşam kalitesini etkileyecek boyuta ulaşan hastalıklara yol açabilen başlıca problemlerdir.
Görevini yapamayan bir burun ne kadar düzgün olursa olsun estetik açıdan ne kadar kusursuz olursa olsun hastayı mutsuz edecek ve yaşam kalitesini etkileyecektir.
Yapısal olarak burun: Burun yüzün orta hattında bulunması ve dışa doğru çıkıntılı bir yapı göstermesi nedeni ile insan iletişiminde en dikkat çeken yapıdır. Yüzün simetrisi ile uyumlu olmayan burun ilk bakışta karşıdaki kişi tarafından hemen her zaman fark edilir. Bu şekil bozukluğu bireyin iletişim gücünü, sosyal ilişkilerini ve psikolojik yapısını etkileyebilir. Çünkü insan biyopsikososyal olarak bir bütündür. Yani insan biyolojik olarak, psikolojik olarak veya sosyal olarak bir sorun yaşarsa hastadır. Başka bir deyişle insanın toplum içinde sorun yaşaması veya psikolojik olarak kendini mutlu hissedememesi en az enfeksiyonlar, anatomik bozukluklar, tümörler ve bunun gibi sık görülen bilinen hastalıklar kadar insanı etkiler. Tüm bunların ışığında eğer insan burun şeklinden rahatsız oluyorsa ve bu günlük aktivitelerini etkiliyor onu mutsuzluğa itiyorsa bu rahatsızlığını gidermelidir. Bu demek değildir ki her isteyene burun estetiği yapılmalıdır. Tam aksine burun estetiği hastanın isteği kadar doktorla karşılıklı görüşme sonucu doktorun önerileri doğrultusunda karar verilecek bir operasyondur. Bu da bu tür ameliyatlarda doktor seçimini ön plana çıkarmaktadır. Her ne kadar rinoplasti hem Plastik Cerrahlar hem de Kulak Burun Boğaz hekimleri tarafından yapılsa da hastanın doğru iletişim kurabildiği, iyi bilgilendirildiği ve güvendiği doktoru seçmesi ameliyat kararının en önemli basamağıdır.